Diyar-ı Hayal

21 Şubat 2012 Salı

5 Ocak 2012 Perşembe

Ofis Aşkı - Alıntı

dRs'nin göz bebeği, ilk yazısı; eğlenceli hikayesi Ofis Aşkı'ndan alıntı;






<< “Bu da Aslı…” diyerek müdürün başladığı cümlenin gerisini duymuyorum bile.
O sırada gözlerimiz karşılaşmış ve ben o bakışlarla eriyebilirim.
‘Evet! Evet, seninle evlenirim.’ ile dile gelen iç sesime rağmen onun ne düşündüğünü tahmin edebiliyorum, maalesef.
‘Dün hatırı sayılır yırtmacıyla yeşil elbisemi giymişken nerdeydin ha, nerdeydin?!’ söyleniyorum sessiz, yine içimden.
Samimi bir şekilde gülümsüyor, içimi sıcacık yaparak.
“Memnun oldum.”
‘Bir bilsen seni ne kadar memnun etmeyi planlıyorum!’ gibi düşüncelerle doluyken sadece başımı sallayabiliyorum. >>


Bir okusanız elinizden bırakamayacağınız, çok seveceğiniz Aslı'nın hikayesinden bir alıntı daha;


<< Ellerimi kaldırıp indiriyorum. Çekingen olma Aslı, hadi Aslı. Sonra tekrar kaldırıp sorarcasına bakıyorum.
“Lütfen.” Ah, bu sesi bu kadar yakından duymak!
Ellerim teninin sıcaklığını kumaşın üstünden bile hissedebiliyor. Tamamen bozup tekrar yapmaya girişiyorum. Ağırdan almaya çalışıyorum. Katları birbirinin üzerinden atarken gözlerine bakamıyorum. Sadece yakınlığının ve kokusunun tadını çıkarabiliyorum.
“Şunu da attık mı… Veee bitti işte.”
“Harika.”
Sesi çok kısık. Gözlerim tekrar onunkileri bulduğunda beni izlediğini fark ediyorum. Bakışlarımız birbirine değdiğinde ise elektrik çarpmıştan farksız halim; saçlarım tepemde toplansa şaşırmam.
Kravatı bir türlü elimden bırakamıyorum; ona bakmayı da bırakamıyorum. Böyle ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Belki beş saniye, belki de beş dakika. Ayırt edemiyorum. >>


Takipte kalın okuyucu!
Çok yakında sizlerle...

26 Aralık 2011 Pazartesi

A Journey to Love - Alıntı

Uzun zamandır üzerinde çalıştığımız proje olan hikayelerimizi paylaşacağımız; okuyucular ile buluşacağımız bir yer edinme planlarımız maalesef aksadı okuyucu.
Ama umutluyuz kısa zamanda geliyoruzzz.
Beklediğinize değecek...


İşte yepyeni hikayemizin Türkçe'ye çevrilen bölümlerinden bir alıntı:


" Her şey iyi gidiyordu; tam istediği gibi. Mükemmelen.
Peki, neden düşünceleri sürekli şu kıza kayıyordu? Neden o son bakışını düşündükçe kötü hissediyordu? Neden onu kollarında tuttuğu o anı unutamıyordu?
Arzu dedi bilinci. Tatmin edilmemiş arzuların, sana onu düşündüren. Yakın olduğun son kadının anısı hatırladığın. Kalbinin sesini ise o kadar uzuncadır o kadar sıkı bastırmıştı ki itiraz edemedi. O gözlere her baktığında atışım değişiyor diyemedi.
Dün Tommy’ye sormuştu; sanki önemsizmiş gibi, sanki götürme dememek diye içinde bir savaş vermemiş gibi.
“Kızı yerine bıraktın mı?”
“Evet efendim.”
Çok merak etmesine rağmen sormadı: ailesi nasıl karşıladı, ona çok kızacaklar mı, evi nasıl bir yer, orada iyi olacak mı?
Kesin olan bir şey vardı; gemisinde-hayatında- aşk peşinde koşan saf kızlara yer yoktu. "


Görüşmek üzere okuyucu :)

23 Ekim 2011 Pazar

Selamlar!


Selam olsun hikayelerin kahramanları

Birbirinden bağlayıcı okunası hikayelerimizle 2012'den itibaren yayındayız

Görüşmek üzere...



20 Ekim 2011 Perşembe

Yazar: Dennise R. Silverpen

"women of letters"

Çiçeği burnunda yazarınız 'dRs' henüz hayatta da öğrenim gördüğü okulda da öğrenci.
Baktı ki iki öğretimde uzun sürecek gibi;

başka uğraşlar bulup boyuyor günlerini,
hayata yeni renkler katmak onun işi.

Farklı diller öğrenmiş, farklı okullar okumuş, kurslar görmüş, en iyi öğretmen yeni tanıştığın insanlardır diyerek yollara düşmüş.
En son o kadar çok okumuş, o kadar filmler görmüş ki kendi senaryolarına başlamış da haberi olmamış.

Henüz bundan bir yıl kadar önce okuduğu hikayelerden sıkılıp 'ben bundan daha iyisini yazarım be!' diyerek yola çıkmış; uğraşmış, didinmiş hiç de kolay olmadığını birinci elden öğrenmiş.

Öyle zamanlar olmuş ki; 'evreka' yı Aristo'dan çok kullanmış.

Bi süre sonra 'paylaştıkça çoğalır sevinçler, azalır üzüntüler' lafı anlamlı gelmiş. Paylaşalım ki, 'okundukça azalsın çekemeyenlerimiz,yazıldıkça çoğalsın hikayelerimiz' demiş.

Yazar dediğin eğri oturup doğru yazmalı fikrini nerden bulduysa her yazdığına bi
r yaşanmışlık, bir gerçeklik katmış; araştırmadan da bir tek cümle kurmak içinden gelmemiş.
Bir de edebiyat da diğer sanat dalları gibi evrenseldir; dili, dini, milleti, yeri, yurdu yoktur demiş.

Bu yüzdendir ki yazar sadece kendisinden, çevresinden, kültüründen, gördüklerinden ibaret değildir; tüm insanlığa hitap edebilir, istediği her yaşamı aktarabilir okuyucusuna düşüncesiyle Ayşe-Fatma'nın, Ahmet-Mehmet'in yanında Tom'a Mary'ye de yer vermiş.
Ayrıca istenirse her tür yazılabilir; 'aşk, dram, polisiye, fantastik, kurgu...' yeter ki birikimi bol olsun, okuyucusu sağolsun- diyerek de nesine güvendiyse pek bi iddialı konuşmuş.
 
Nihayet 'az laf çok iş prensibi'ni bulunca ataları, anlatmayı burada kesip
 'siz beni bir de iş başında görün' bahanesiyle
'şu işlere el attım a dostlar' demiş:


Toplam 97 Hikaye

Yazar hakkında daha fazla bilgi ve yazdıklarına göz atmak için sayfasını ziyaret edin:
Dennise R. Silverpen

Okurken Biraz Müzik Almaz mıydınız :) ..?